Enerji gibi hayati kaynakların dışında, AB/EU’nun ana sorunlarından biri, yaşlanan ve giderek azalan nüfus problemidir. Bu hayati sorun, AB/EU’nun genişlemesine rağmen yıllardır sürmeye devam etmektedir. Bunun yanında, yaşam standartlarının çok yüksek olması, dünyadaki fakir ve savaş olan ülkelerden gençlerin göçmen olarak, her türlü zorluğu ve ölümü göze alarak, Avrupa’ya akın etmelerine sebep olmaktadır. Kısaca, AB/EU cazibe merkezi haline gelmiştir.
Çalışma gücüne devamlı ihtiyacı olan AB/EU, ortak bir politika üretemediği için Araf’ta kalmıştır. Bir yandan, bir milyon gibi büyük bir rakama ulaşan genç iş gücüne ihtiyacı olan AB/EU, bu hayati ihtiyaç için çekici ve cazibeli faaliyetler yaparken, diğer yandan AB/EU dışından gelen göçmenleri dışarı atmak veya geri göndermek gibi politikalara sahiptir. Örneğin, AB/EU’da yükselen aşırı sağ hareketlere müsamaha gösterilmesi, medyanın bu duruma zemin hazırlaması, göçmenlerin sosyal ve kültürel problemlere sebep olduğu gibi birçok önyargıya izin verilmesi gibi durumlar söz konusudur.
AB/EU’nun hala tek ses olmaktan uzak olduğu, ancak bazı üyelerinin lokomotif görevi üstlendiği açıktır. AB/EU içerisinde hiç tahmin edilmeyen sınır kontrollerinin yapılması ve artırılması gözlemlenmektedir. AB/EU, sadece sınır kontrolleri için 20 milyar euroya ulaşacak inanılmaz bir harcama planlamaktadır. Türkiye, Mısır ve Tunus gibi bazı ülkeleri para ile kullanarak bir set çekmektedir. Genç göçmenlerin akın ettiği ülkelere yatırım yapıp, üretken ve kalıcı bir politikadan mahrumdur.
Halbuki AB/EU, bilhassa sağlık sektörü, inşaat işleri ve mühendislik alanlarında açık vermektedir ve non-EU ülkelerinden acil tedarik etme yollarını aramaktadır. Ancak, ortak bir AB/EU politikası üretemediği için her ülke kendi başının çaresine bakmaktadır.
Sonuçta, AB/EU liderleri, bu hayati konularda ortak bir çözüm bulana kadar Araf’ta kalmaya devam edecek ve çok seslilik büyüyecektir. Bilhassa büyük ülkeler kendi başına sessiz sedasız çözümler arayacaktır. Bir yandan başkalarına çok kültürlülüğü tavsiye eden AB/EU, kendisi kabul etmediği gibi daha fazla muhafazakarlığa doğru gitmektedir.
Bir sonraki önemli yazımız, Türkiye’yi de yakından ilgilendiren enerji sorunu olacaktır. AB/EU, çevresel faktörleri göz önüne alarak, ilk defa rüzgar ve güneş enerjisi üretiminde fosil enerjinin üzerine geçmiştir. Bu konuda bilhassa Almanya ve Hollanda başı çekmektedir.