Türk turizmi, 1980’lerin sonlarına doğru Turgut Özal’ın öncülüğünde büyük bir ivme kazandı. Özellikle 1989 yılında, Türkiye uluslararası hava taşımacılığı ve turist sayılarında kayda değer rekorlar kırdı. IATA’nın (Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği) açıkladığı verilere göre, Türkiye o dönemde dünya genelinde önemli bir hava ulaşım merkezi haline gelmişti. 1989’daki başarı, hem turist sayısındaki artış hem de uluslararası hava taşımacılığındaki gelişmeler açısından büyük bir dönüm noktasıydı.örneğin IATA rakamlari IATA hava yollarinin 1988 de toplam 125.milyar dolari geliri gectigini astigini gösteriyordu.Havaciligin dibe vurdugu yillar ise 2009 var ve pandemi sonrasidir.Şimdiki rakamlar, pandemi sonrasi savas ve karisikliklar ragmen, Pandemi öncesi rakamlara ulastigi ve gecmeye basladigini göstermektedir.
Pandemi sonrasında, 2024 yılında da benzer şekilde Türkiye, turizmde rekor seviyelere ulaşarak dikkat çekici başarılar elde etti. Pandemi, global turizmi ciddi şekilde etkilemiş iken, Türkiye bu zorlu süreçten hızla toparlanmayı başardı ve uluslararası turist sayısında önemli bir artış sağladı. 2024 itibariyle Türkiye’nin turizm sektörü, özellikle Arap ve Müslüman turistlerin ilgisiyle yeniden büyüme trendine girdi. Zengin Arap turistlerin Türkiye’ye olan ilgisi ve yatırımları, ülkenin turizm sektöründeki önemli bir büyüme kaybetmesine neden oldu. Bugün, Türkiye’nin 60 milyon turist hedefi, bu başarının bir devamı olarak görülmelidir.
Ancak, geçmişten gelen deneyimlerin ışığında, Türkiye’nin sürdürülebilir bir turizm ve havacılık sektörü oluşturabilmesi için bürokratik engellerden ders alması gerektiği açık. 1989 yılında yaşanan başarılar ve ardından gelen bazı sorunlar, Türkiye’nin bugünkü durumuyla kıyaslandığında önemli dersler sunuyor. Özellikle, geçmişte yaşanan bürokratik hatalar ve zorluklar, günümüzde benzer sorunların yaşanmaması için uyarı niteliğinde olmalıdır.
Bu yazının amacı, Özal yıllarında yapılan hataların tekrar edilmemesi ve bu süreçte edinilen tecrübelerin dikkate alınması için Türk Hava Yolları (THY) ve Türk bürokrasisine yönelik bir uyarı yapmaktır. Yazının uzunluğu ve önemi göz önüne alındığında, bu konunun detaylı açıklaması ikinci bölümde devam edecektir.